Çocuk, yetişkin değil, “sadece” çocuktur.
Çocuğuna iyilik yapmak isteyen bir yetişkinin yapacağı en büyük iyilik, onun çocukluğunu yaşamasına izin vermektir.
Çocuklarda görülen bütün anormal davranışın temelinde onun çocukluğunun “engellenmesi” vardır. Engelleme, fıtratın önüne geçmedir. Doğal akışın geciktirilmesidir. Çocuk, yaşamda engellerle karşılaştıkça güçlenir ancak engellendikçe agresifleşir.
Hâlbuki çocuk eğitiminin iki temel yanlışı “engelleme” ve “koşul” öne sürmedir.
Çocukluk dönemi, koşulların öne sürülerek davranış oluşturma dönemi değildir. Onun “ihtiyaçları” koşulsuzca karşılık buldukça iradesi güçlenir; “Dersini yaparsan seni severim”, “Yemeğini yersen dışarı çıkmana izin veririm”, “misafirlikte akıllı oturursan dönüşte oyuncak alırım” diyerek çocuk yetiştirmek, onun duygusal gelişimini zarara uğratır.