Çocuğun Dini Eğitimi 2 – Ne oldu da, Rabbimizle aramız bu kadar açıldı?
Hz. Allah, insanı, inanmaya elverişli bir fıtrat üzere yaratıyor. 12 yaşına kadar, yavaş yavaş, mükemmel bir hazırlığa tabi tutuyor. Sonrasında, yaptıklarından sorumlu tutup din ile emrediyor. Yani, aslında çocuk kendi yaratılışı üzerine yetişmiş olsa, Allah’a inanmaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye hazır oluyor. Peki, ne oluyor da, çocuklarımız büyüdüklerinde, Rabbinden uzaklaşıyor ve hatta inançsızlaşıyor?
Bir pedagog, “Çocukları dinden soğutma ve hissiz yapma yöntemleri” yazısında “Onları önce Allah ile korkutun; göreceksiniz ileride dinsiz olacaklardır.” diyor ve şu hikâyeyi anlatıyor:
Bir anne, her gök gürleyişinde, çocuğuna “Görüyor musunuz? Allah kızgınlığından nasıl bağırıp çağırıyor” derdi. Onları cehennemle korkutur, her gün sabahtan akşama kadar cehennem lafı ağzından düşmezdi. Küçük çocuğu, hayal dünyasında bu büyük ve müşfik yaratıcıyı, korkunç bir adam şeklinde canlandırıyordu. Öyle bir adam ki, en küçük kabahatinde bile çocukları cehenneme atan; pantolonlarının dizini yırtsalar cehennemde bağırta bağırta, cayır cayır yakan; bir bardak kırsalar, onlara işkence eden bir adam…
Neticede ondan nefret eder oldu. Yağmur yağdığı zaman, tir tir titreyerek odanın bir köşesine çekilirdi. Her sabah, her gece ona dua ederdi. Fakat bu içten gelen, sevgi ve saygı dolu bir dua değildi. Bu korku duası idi. Dua etmeyecek olursa, öfkeleneceğinden korkardı.
Bir din görevlisi 3-4 yaşlarındaki kızına bir kandil gecesinde dini konularda bilgi vermek ister. En çok her şeyi yaratan Allah’ı; sonra da bize iyi ve güzel davranış şekillerini öğreten peygamberimizi sevmemiz gerektiğini söyleyince çocuk: ”Ben peygamberi Allah’tan daha çok seviyorum. Çünkü annem bana, Allah yalan söyleyenleri cehennemde yakar demişti. Allah’ın cehennemi varmış, Peygamberin cehennemi yok.” demiş.
Altı yaşlarında bir çocuk, yaramazlık yaptığı zaman, ailesinden “Allah seni sevmez, cehenneminde yakar” tehdidiyle karşılaşıyordu. Bir sabah kahvaltısında, çocuk birdenbire “Baba, bizim köyde Allah var mı?” diye sordu. Babası, “oğlum, Allah her yerde vardır, neden böyle sordun?” deyince, “eğer orada Allah yoksa, oraya gidecektim de…” cevabını alır.
Görüldüğü gibi, hatalı telkinler çocuğun ruhunda derin izler bırakmakta ve çocuk sevip bağlanması gereken Allah’tan korkmakta, hatta Allah’a karşı bir gizli öfke geliştirmektedir.
Yine, sadece yaramazlık vb. durumlarda değil, küçük yaştaki çocuğuna bir ibadeti yaptırmaya çalışırken, “Allah’ın emri, yapmazsan yanarsın, Allah seni sevmez” gibi ifadelerle zorlamak da benzer bir etki yapar.
Benzer şekilde, özellikle de ebeveynlerin kızgınlık anlarında yaptığı, “Allah belanızı versin, Allah kahretsin, Allah nereden verdi sizi bana” gibi beddualar çocukta psikolojik yaralar açar, Allah hakkında negatif duygular beslemesine sebep olur.
Henüz soyut kavramları, vicdan, suç, ceza ve günahın ne demek olduğunu tam kavrayamayan çocuğa, sürekli Allah ile ilgili bu tür ifadeleri ve tehditleri kullanmak bir fayda sağlamadığı gibi, kalıcı zararlara yol açar.
Kaynaklar: “Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım – Mehmet Emin Ay, Çocuğun Dini Eğitimi Nasıl Olmalı – Esan Gül”