Çocuğunuza nasıl tesir edebilirsiniz?
• Nedense çocukların en çok;
– Dindar ailelerde ‘hırpalandıklarına’ tanık oluyorum.
– Maalesef;
– Çok az sayıda çocuğun;
– Dini bütün denilen ebeveynini ‘kopyaladığını’ görebiliyoruz.
– Oysa, bunun tersi olmalıydı.
• Çünkü din;
– Hem annelere-babalara,
– Hem çocuklara,
– Hem de onların ‘barınaklarına’;
– Huzur, güven, sükünet, rahatlık, emniyet ve ferahlık vermeliydi.
• Dindar ailelerin çocukları evlerinde;
– Anne-baba kavgalarına tanık olmamalıydı.
– Çocuklar o evlerde şiddete ve baskıya maruz kalmamalıydı;
– Aşağılanmamalı, horlanmamalı, ürkütülmemeli, endişe içinde yaşamamalıydı.
– Her an bir anormallik yaşanacakmış gibi tedirginlik hissetmemeliydi…
• Çocuğun gözünde sizin;
– İnancınızın,
– Dininizin, kültürel değerlerinizin tek şartla değeri vardır:
– Siz o çocuğu o evde ‘hırpalamazsanız’…
• Çocuk sizin ‘değerinizi’;
– Dindarlığınızla ölçmez.
– İnançlarınız hakkındaki hassasiyetlerinize bakarak size kıymet vermez.
– Aksatmadığınız ibadetlerinizin ‘hatırı için’ sizin sözünüzü dinlemez.
• Yani siz;
– Sırf, dini hassasiyetinizden aldığınız güçle;
– Çocuğunuza ‘tesir’ edemezsiniz.
• Çocuğunuz;
– Evinizdeki ‘huzura’ göre,
– Evinde soluduğu sükunet havasına göre,
– Kendini ‘rahat’ hissettiği aile ortamına göre;
– Annesinin-babasının inancını kopyalar.
• Şayet çocuk evde;
– Namaz kılan bir anne gördüğü halde,
– Camilere giden bir babaya sahip olduğu halde,
– Kısaca, ibadetlere karşı hassasiyete tanık olduğu halde;
– Kendi iç huzurunu doyasıya bulamazsa,
– Kendisine ait konuların kararlarında hür değilse,
– Annesi-babası tarafından, sözü kesilmeden dinlenmiyorsa,
– Ebeveyninin sözünü kesmesi olgunlukla karşılanmıyorsa…
– O çocuk evet, bir dine bir inanca sahip olabilir ama bu inanç, çoğunlukla annesinin-babasının inancı tarzında olmayabilir.
• Burada sözünü ettiğimiz çocuk;
– 0-11 yaş grubu çocuklardır.
Yaşar Kuru
Pedagog